Boğazlarda Altın Frank Uygulaması

Hacı Kara
Nov 2010

Boğazlarda Altın Frank Uygulaması

24 Temmuz 1923 tarihli Boğazlar Rejimine İlişkin Sözleşme’nin milli egemenlik haklarımıza müdahalesi ve güvenliğimizi tehdit etmesi nedeniyle yeni bir sözleşme yapılmasına dair talebimiz 1936 yılında karşılık bulmuştur. 22 Haziran 1936 tarihinde Bulgaristan, Fransa, Büyük Britanya, Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı, Avustralya, Yunanistan, Japonya, Romanya, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği, Yugoslavya ve Türkiye’nin katılımı ile bir konferans toplanmıştır.

Konferansın sonunda: “Boğazlar genel deyimiyle belirtilen Çanakkale Boğazı, Marmara Denizi ve İstanbul Boğazı’ndan geçişi ve gemilerin gidiş-gelişini (ulaşımı), Lozan’da 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanmış olan Barış Andlaşmasının 23. maddesiyle ortaya konulan ilkeyi[1], Türkiye’nin güvenliği ile Kıyı Devletlerinin Karadeniz’deki güvenliğini koruyacak biçimde düzenlemek ve 24 Temmuz 1923 de Lozan’da imzalanmış olan Sözleşmenin (Boğazlar Rejimine İlişkin Lozan Sözleşmesi) yerine geçmek üzere boğazlar rejimine ilişkin “Montrö (Montreux) Sözleşmesi (Boğazlar Rejimine İlişkin Olarak, Montrö’de 20 Temmuz 1936’da imzalanan Sözleşme, Convention Regarding The Regime of The Straits Signed at Montreux, July 20th, 1396, Convention Concernant Le Régime Des Détroits Signée A Montreux, Le 20 Juillet 1936) imzalanmıştır[2].      

            Montrö Sözleşmesi’nin 2. maddesine göre:

“Barış zamanında, ticaret gemleri, gündüz ve gece, bayrak ve yük ne olursa olsun, aşağıdaki 3. Madde hükümleri saklı kalmak üzere, hiçbir işlaem (formalite) olmaksızın, Boğazlar’dan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) tam serbestliğinden yararlanacaklardır. Bu gemiler, Boğazlar’ın bir limanına uğramaksızın transit geçerlerken, Türk Makamlarınca, alınması işbu Sözleşmenin I sayılı Ek’inde öngörülen vergilerden ve harçlardan başka vergi ya da harç alınmayacaktır.

Bu resim ve harçların alınmasını kolaylaştırmak üzere, Boğazlar’dan geçecek ticaret gemileri, 3. Maddede belirtilen istasyonun görevlilerine adlarını uyruklarını, tonajlarını, gidecekleri yeri ve nereden geldiklerini bildireceklerdir.

Kılavuzluk ve yedekçilik (römorkörcülük) isteğe bağlı kalmaktadır.” 

Ek I’de ise yapılan hizmetin niteliğine göre (Sağlık denetimi, fener ve şamandıra, kurtarma hizmetleri) (Sanitary Control Stations, Lighthouses, Light and Channel Buoys, Life Serving Services) kütüğe yazılı darasız (net) tonajın (jauge nette, net register tonnagge) her bir tonu üzerinden alınacak vergi ve harçlar tutarı Altın – Frank (Frankor) üzerinden tahsil olunacaktır. (Altın Frankın Sözleşme tarihindeki karşılığı 100 Kuruş olup, yaklaşık olarak 2 2 Altın-Frank 20 santim’dir. “100 piasters at present eguals 2,5 francs gold approx.”).

Montrö Sözleşme Ek 1 madde 4’e göre boğazlardan geçen ticaret gemileri tahakkuk ettirilecek rüsum (resim) ve tekalifi (yükümlülük) (“taxes and charges”) ister Altın Frank olarak, isterse ödeme tarihindeki kambiyo fiyatından Türk Lirası ile ödeyebileceklerdir.  

Hizmetlerin karşılığı Altın Frank olarak belirlenmiş olmakla birlikte, Altın Frank’ın ne olduğu sözleşmede tanımlanmamıştır. Uluslararası uygulamada ise o tarihlerde hesap birimi olarak kabul edilen iki Altın Frank mevut idi. Bunlardan birincisi 1805 tarihinde Napolyon tarafından çıkarılan (7,4 (17 Germinal)  ve 1920 tarihinde Milletler Cemiyeti’nce hesap birimi olarak kabul edilen 900/1000 ayarında 10/31 gram altın içeren Fransız Frank’ıdır. Bu miktar 24 ayara dönüştürülerek ondalık kesirle ifade olunduğunda 1 Frank 0,290323 gram saf altına karşılık gelmektedir.

İkinci hesap birimi olarak kullanılan Altın Frank ise 1928 yılında Poincáre Başbakanlığı esnasında oluşturulan (ihdas edilen) “Poincáre Frankı”dır. Bu Frank 24 ayar 58,95 miligram altın içermektedir. İçeriği itibariyle 0,290323 gram (290323 miligram) saf altın değerindeki Germinal Frank’ının 20,30497’sine karşılık gelmektedir. Bir diğer ifade ile Germinal Frank, Poincáre Frankının 4,9249024 misli değerdedir.

Doktrinde merhum Prof. Dr. Tahir ÇAĞA 1994 yılında yayımlanan makalesinde[3]³ Sözleşmede esas alınacak olan Altın Frank’ın, Germinal Frank olması gerektiğini ifade etmektedir. Biz de, Sözleşmenin imzalandığı tarihte Poincáre Frank’ın yeni uygulanan bir birim olması buna karşın,  Germinal Frankın Milletler Cemiyetince dahi kabul edilen ortak bir hesap birimi olması nedeniyle Sözleşmede kararlaştırılan Altın Frank’ın, “Germinal Frank” olduğu kanaatindeyiz.

 Germinal Frank artık tedavülde olmadığından ödemeler, Türk Lirası ile yapılmıştır. Türk Lirasına dönüştürme işleminde ise 1981 tarihinde T.C. Merkez Bankası kambiyo Genel Müdürlüğü’nce belirlenen:

ABD Dolarının alış kuru X 0,290323 gr. (Frank’ın içerdiği altın miktarı) 1 Altın Frank = 0,736662 gr. (Doların içerdiği altın miktarı)

formül esas alınmıştır. Gerek Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü gerekse (o tarihlerde) Denizcilik Bankası bu formüle göre tahsilat yapmıştır. 

Prof. Dr. ÇAĞA bu hesaplamanın yanlış olduğu yönünde görüşünü içeren bir rapor hazırlayarak bunu o dönemin hükümet yetkililerine iletmiştir. Bunun üzerine, 19.08.1982 tarihinde oluşturulan bir komisyon meseleyi incelemiş ve Merkez Bankası bu komisyonun inceleme sonuçları çerçevesinde altının günlük kambiyo değerlerini belirleme ve ilan etmeye başlamıştır. Bunu takiben de yeni uygulamaya geçilmiş, uygulama ile birlikte her bir gemi için resimlerden yapılan tahsilat on kat artmıştır. Ancak, bu uygulamaya önce Rus şirketleri adına Türkiye’deki acenteleri itiraz etmiş ve bundan böyle ödeme yapmayacaklarını bildirmiştir.

Ardından, İngiltere Büyükelçisi de Altın Frank’ın diğer konvansiyonlarda Özel Çekme Hakkına (SDR) bağlandığı Montreux Sözleşmesi’nde de aynı esasın uygulanması gerektiği yönünde itiraz da bulunmuştur. Tüm bu itirazlar üzerine hükümet geri adım atmış, 07.02.1983 tarih ve 83/6032 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile uygulamadan dönülmüş ve yeni uygulama döneminde tahsil olunan tutarlar da kur farkı ile birlikte ilgililere geri iade edilmiştir.

Bu kararnameye istinaden Merkez Bankası’nca TDI Genel Müdürlüğü ile Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğüne gönderilen 25.02.1983 tarihli talimat yazısında: “Boğazlardan transit geçen gemilerden tahsil olunan sıhhi kontrol, fenerler ve tahlisiye rüsumunun hesaplanmasına ilişkin 07.02.1983 günlü ve 83/6032 sayılı Gizli Bakanlar Kurulu Kararında belirtilen esaslar çerçevesinde 1 (bir) Altın Frank’ın indirimli değeri 0,08063 Dolar olarak bankamızca tespit edilmiştir. Buna göre rüsuma esas olacak 1 Altın Frank’ın TL karşılığı her gün resmi gazetede yayımlanan ABD dolarının döviz alış kuru ile 1 (bir) Altın Frank’ın indirimli değeri olan 0,08063 Doların çarpılması suretiyle bulunacaktır. Belirtilen esaslara göre işlem yapılmasını rica ederiz.” denilmiştir. O tarihten beri hesaplama bu yöntemle yapılmaktadır.

Boğazlardan geçen tanker sayısını azaltma, böylece boğazlar da güvenliği sağlama gerekçesi ile son günlerde Altın Frank uygulamasına geçilmesi yeniden gündeme gelmiştir. Türkiye’nin, kendisine uluslararası bir sözleşme ile tanınan bir hakkı kullanmasından daha doğal bir şey olamaz. Ancak, geçmişteki tecrübeler de dikkate alınarak yerinde ve doğru adımların atılması da büyük önem arz etmektedir. Yanlış atılacak adımlar, herhangi bir fayda sağlamayacağı gibi,  geçmişte olduğu gibi başarısız bir uygulama uluslararası topluluğun gereksiz yere ülkemize karşı tepkisine de neden olabilecektir. Bu çerçevede, konunun uzmanlardan oluşan bir kuruldan görüş alınmalı mesele müspet ve menfi yönleri ile kapsamlı olarak değerlendirilmelidir. Böyle bir uygulamaya geçilmesi yönünde bir görüş oluşması halinde, bu görüşümüzü ve uygulamadaki haklılığımızı uluslararası sahada izah etmeye yönelik tarihi kanıtlar ile bilimsel dayanaklar oluşturulmalıdır.

 

[1] “Bağıtlı Yüksek Taraflar, Boğazlar Rejimine ilişkin bugünkü tarihli yapılmış olan Sözleşmede öngörüldüğü üzere, Çanakkale Boğazı’nda Marmara Denizi’nde ve Karadeniz Boğazı’nda, denizden havadan, barış zamanında olduğu gibi savaş zamanında da, geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) serbestliği ilkesini kabul ve ilan etmekte görüş birliğine varmışlardır. Bu Sözleşme, Yüksek Taraflar bakımından, sanki bu andlaşmanın içindeymiş gibi, aynı güç ve değerde olacaktır. ” (Lozan Barış Andlaşması m. 23).

[2] Montreux Sözleşmesi, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Hidrografi Yayını İstanbul 2000.

[3] Tahir Çağa, Ticaret Gemilerinden Alınacak Resimler, İHFM, C. LIV, 1994, s. 221-237.

 


Deniz Haber