P&I Kulüplerine Doğrudan Dava Açılabilirmi?

Hacı Kara
Eyl 2013

Bu yazıda; Kulüp sigortası kavramı, P&I Sigortalarınca sağlanan teminatlar kısaca açıklandıktan sonra, özellikle P&I sigorta teminatı kapsamındaki bir kaza veya olay nedeniyle zarar gören yük sahibi, gemiadamı, yolcu vb. üçüncü kişilerin Kulüpleri davalı göstererek, doğrudan doğruya kulüplere karşı Türkiye’de dava açıp açamayacakları hususu değerlendirilecektir[1].

1-) Genel Olarak Kulüp (P&I) Sigortası 

             Deniz sigortaları arasında üç önemli sigortadan biri Tekne ve Makine Sigortası (Hull&Machinery Insurance), ikincisi Yük Sigortası (Cargo Insurance), üçüncüsü ise mali sorumluluk sigortaları arasında en yaygın olan Koruma ve Tazmin Sigortası’dır (Protection&Indemnity Insurance).

             Tekne ve Makine Sigortası, gemi sahibinin gemideki yatırımını korur. Esasen bizzat geminin kendisini, makine ve cihazlarını kapsamaktadır. Yük Sigortası ise deniz yoluyla taşınan yükün ziya ve hasarına karşı yük sahibinin finansal risklerini beyan edilen değer için korur. Kulüp sigortası menşei İngiliz Hukukunda; “Protection&Indemnity Insurance”, “P&I”, “P and I” veya “Club Insurance” olarak kullanılmaktadır. P&I Sigortası en genel tanımıyla; bir geminin sahibi olunması veya işletilmesi dolayısıyla üçüncü kişilere karşı olan sorumluluklar ve yapılmak zorunda kalınan bazı masraflara ilişkin bir sigortadır[2].

             Basitçe ifade etmek gerekirse P&I gemi sahibinin üçüncü kişilere karşı hukuki sorumluluklarını sigorta etmektedir. Üçüncü kişi kavramı, gemiye karşı kanundan ya da sözleşmeden kaynaklanan bir hak veya alacağa sahip olan, gemi sahibinin dışındaki herhangi bir kişiyi ifade etmektedir. P&I sigortası, gemi sahiplerinin kendi ortak çıkarlarını korumak amacıyla bir araya gelerek oluşturdukları ve “Kulüp (Club)” adı verilen karşılıklı sigorta birlikleri tarafından sağlanır. Gemi sahipleri bu kulüplerle yaptıkları Kulüp Sigorta Sözleşmesi ile Kulüp Üyesi olmaktadır.

2-) P&I Sigortalarının Sağladığı Teminatlar

             Kulüpler genellikle farklı özelliklerde sigorta teminatı sağlamaktadır. Kulüplerin sağladığı teminatlar; Koruma ve Tazmin teminatı (Protection and Indemnity) kapsamında; gemiadamlarının hastalanması, yaralanması veya ölümü nedeniyle, hastaneye nakil, tedavi, ücret, iaşe, ülkesine gönderilme (iade) ve ülkesine gönderilen gemiadamının yerine başka bir gemiadamını yerleştirme (ikame) masrafları ile tazminatlar, geminin batması veya önemli bir kaza geçirmesi nedeniyle gemiadamlarının zarar gören şahsi eşyalarının tazmini, yolcuların hastalanması, yaralanması veya ölümü halinde tıbbi yardım ve hastane masrafları ile yolcunun ülkesine iade ve ulaştırma masrafları, tazminatlar, yolcunun zarar gören bagaj ve kişisel eşyalarının tazmini, gemiadamı ve yolcular dışındaki kılavuz ve liman işçilerinin uğradığı bedeni (cismani) zararların tazmini, geminin çatmasından kaynaklanan zararların tazmini, geminin çekme veya römorkaj (towage) masrafları, yükün kısman ya da tamamen ziya (shortage or loss) veya hasara (damage) uğramasından kaynaklanan zararların tazmini, müşterek varya (general average) ve kurtarma (salvage), deniz kirliliği zararlarının ve idari para cezalarının tazmini, Navlun, Demuraj (Sürastarya) ve Savunma teminatı (Freight, Demmurage and Defence, F.D&D) kapsamında; taşıma sözleşmesi (Charter Party, C/P) veya konişmentodan (Bill of Lading, B/L) kaynaklanan navlun, kira kaybı ve demuraj gibi uyuşmazlıklar, Savaş rizikosu teminatı kapsamında, savaş ve benzeri olayların riskleri ve Grev (strike) rizikosu teminatı kapsamında, grev nedeniyle gemi sahibinin üçüncü kişilere karşı sorumlulukları sigortalanmaktadır.

             Kulüp üyesi, bu teminatların hepsini talep etmek zorunda değildir. Yüksek prim ödemek istemeyen üye bu teminatlardan bir veya bir kaçını sigorta teminatı kapsamı dışında bırakabilir. Dolayısıyla, ödeyeceği prim aldığı teminat kapsamına göre belirlenir.

3-) Üçüncü Kişilerin Kulüplere Karşı Doğrudan Dava Açmaları

             Yukarıda ana hatlarıyla P&I sigortasını, bir diğer ifadeyle Kulüp sigortası kavramını ve bu kapsamda sağlanan başlıca teminatları açıkladıktan sonra bu teminatlar kapsamında zarar ve kayıpları Kulüp tarafından giderilebilecek; gemiadamı, yük sahibi, yolcu, kılavuz, liman işçisi gibi üçüncü şahısların doğrudan doğruya Kulübü dava edip edemeyecekleri değerlendirilecektir.

             Genel kural olarak, sigorta sözleşmeleri sigortalı ile sigortacı arasında yapıldığından, Türk sigorta hukukunda sigortalı dışındaki kişilerin doğrudan doğruya sigorta şirketine karşı dava hakkı bulunmamaktadır. Bunun istisnası bir kanun hükmü ile zarar gören üçüncü kişilerin doğrudan doğruya sigorta şirketine dava açmalarının mümkün kılındığı hallerdir. Örneğin, ülkemizde 2918 sayılı “Karayolları ve Trafik Kanunu”nu bu konuda bir düzenleme getirmiştir. Kanunu”nun 97. maddesine göre: “ Zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava da açabilir.  Bu düzenleme gereğince, zarar gören üçüncü kişiler de sigorta sözleşmesine taraf olmadığı halde sigorta sözleşmesinden doğan bir talep hakkına sahiptir. Benzer bir düzenleme Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 1493. maddesi (eski TTK m. 1329)  ile üçüncü kişi lehine yapılan hayat sigortaları bakımından getirilmiştir.

             P&I sigortaları bakımından ise prensip olarak, İngiliz Hukuku’nda üyeler dışındaki üçüncü kişilerin doğrudan doğruya kulübe karşı dava açma hakkı bulunmamaktadır. Yani, üçüncü kişiler zararlarının tazminini “sigorta sözleşmesinin özel ve genel şartlarında zarar gören üçüncü kişilerin doğrudan sigortacıya başvurabilecekleri kararlaştırmamışsa” Kulüp’ten değil, gemisahibi veya üyeden talep edebilir. Hiç bir Kulüp sözleşmesinde ise üçüncü kişilere dava açma imkanı veren böyle bir şart bulunmamaktadır.

             Türk Hukukunda üçüncü kişilerin sigortacıya doğrudan dava açamayacaklarına dair genel kurala getirilen ilk önemli istisna, ülkemizin de taraf olduğu 1992 tarihli Petrol Kirliliğinden Doğan Zararın Hukuki Sorumluluğu ile İlgili Uluslararası Sözleşme (Protocol of 1992 to Amend The International Convention on Civil Liability for Oil Pollution Damage, 1969, CLC 1992)” ile düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre kirlenme zararlarından dolayı her türlü tazminat talebi, doğrudan doğruya sigortacıya veya gemi sahibinin kirlenme zararlarından mesuliyetine güvence vermiş olan şahsa karşı ileri sürülebilmektedir. Dolaysıyla, Kulübe karşı kirlenme zararları için doğrudan müracaat imkanı bulunmaktadır.

             Kirlenme zararları ile ilgili bir diğer düzenleme olan, 5312 sayılı “Deniz Çevresinin Petrol ve Diğer Zararlı Maddelerle Kirlenmesinde Acil Durumlarda Müdahale ve Zararların Tazmini Esaslarına Dair Kanun”un 6. maddesine göre kirlenmeden zarar görenlerin poliçede öngörülen teminat sınırları içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabilmeleri mümkündür.

             Doğrudan sigortacıya karşı dava açılabilmesiyle ilgili en son düzenleme, yeni TTK’nın 1478. maddesinde getirilmiştir. TTK m. 1478 sorumluluk sigortaları bakımından, Zarar gören, uğradığı zararın sigorta bedeline kadar olan kısmının tazminini, sigorta sözleşmesi için geçerli zamanaşımı süresi içinde kalmak şartıyla, doğrudan sigortacıdan isteyebilir” hükmü ile zarar gören üçüncü kişinin doğrudan doğruya sigortacıya talep karşı talep ve dava hakkı düzenlenmiştir. P&I sigortaları temelde sorumluluk sigortası işlevi gördüğüne göre, bu maddenin P&I Kulüplerine doğrudan doğruya dava açılmasına imkan verip vermediğinin irdelenmesi gerekmektedir.

             Kanun koyucunun bu konudaki iradesinin ne yönde olduğunu anlamak için madde gerekçesine de bakmak gerekmektedir. Maddenin gerekçesinde; “Sorumluluk sigortalarında asıl amaç her ne kadar sigortalının üçüncü kişiye vermiş olduğu zarar nedeniyle ödeyeceği tazminata bağlı olarak mal varlığında meydana gelen azalmanın telafisi de, bunun yan sonucu zarar görenin de bir an önce zararının giderilmesini ve sigortalının ödeme güçsüzlüğüne karşı üçüncü kişilerin korunmasıdır. Ayrıca, zarar görenin doğrudan doğruya sigortacıya başvurması da zarar veren durumundaki sigortalıyı rahatlatıcı bir etki yaratacak ve sigortalının da sorumluluk sigortası ile sağlanmak istediği amaca daha kolay ulaşmasını sağlayacaktır. Fakat getirilen düzenleme hiçbir şekilde sorumluluk sigortasını üçüncü kişi lehine sözleşme durumuna sokmaz. Zira, halen menfaati sigorta edilen bizzat sigortalının kendisidir” denilmektedir.

             TTK’daki bu son düzenleme çerçevesinde; davaya bakmakla yetkili bir mahkemenin bulunması, zararın Kulüp (sigorta) teminatı kapsamında yer alması ve davanın zamanaşımı süresi içerisinde açılmış olması kaydıyla Kulübe karşı doğrudan doğruya Türkiye’de dava açılabilmesi mümkündür. Son olarak, üyenin sorumlu olduğu zarara karşı, Kulüp tarafından bir teminat mektubunun verilmesi ve teminat mektubunda belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde, uygulamada Yargıtay, bu teminat mektubuna konu alacak için doğrudan doğruya Kulübe karşı dava açılabileceğini kabul etmektedir.

             Ancak, uygulamada Kulübe karşı Türkiye’de dava açılması halinde birçok problemle karşılaşılabileceği de hatırda bulundurulmalıdır. Çözülmesi gereken sorunların başında, gemisahibinin Kulüple yapmış olduğu, P&I sigorta sözleşmesinin kapsamının belirlenmesi gelmektedir. Ayrıca, Kulüp aleyhine bir tazminata hükmolunsa bile, Kulübün bu tutarı ödemeye yanaşmaması ve Türkiye’de de bir malvarlığının olmaması halinde, Türk Mahkemesinin verdiği bu kararın yabancı ülkede tenfizinin talep edilmesi gerekecektir. Bu durumda, mahkeme kararının tenfizinin istendiği ülke hukukundan kaynaklanan sorunların aşılması da diğer önemli bir sorun olarak ortaya çıkabilecektir.

        Sonuç olarak belirtmek gerekirse, Kulüp (P&I) sigortaları gemisahibine karşı bir alacağı bulunan; gemiadamı, yolcu, kılavuz, yük sahibi ve gemi kaynaklı kirlenme zararı mağdurları için önemli bir teminat oluşturmaktadır. Bu nedenle, ihtilafın çözümünün her aşamasında Kulübün soruna dahil edilmesi ve çözümün bir parçası olarak yer almasının sağlanması önem arz etmektedir

 

[1] Geniş bilgi için bkz., KENDER Rayegan, Türkiye’de Hususi Sigorta,  9. B., İstanbul 2008, OMAĞ Merih Kemal, Otomobil Mesuliyet Sigortalarında Zarar Gören Üçüncü Şahsın Sigortacıya Karşı Doğrudan Doğruya Dava Hakkı, İstanbul İkltisadi ve Ticari İlimler Dergisi, İstanbul 1973, S. 1, s. 200-212, YAZICIOĞLU Emine, Tekne Sigorta Sözleşmesi, 1. B., İstanbul 2003, ALGANTÜRK LIGHT S. Didem, Deniz Sigorta Hukukunda Kulüp Sigortası, 2. B., 2006, ACAR Serdar, Kulüp Sigortası, İstanbul 2008, An Introduction to P&I Insurance for Mariners, s. 3, https://extranet.skuld.com/upload/News%20and%20Publications/ Publications/Introduction%20to%20PandI/Introduction%20to%20PandI.pdf,

[2] Bazı kulüpler (Charterers’ Liability underwriters) Kiracılara da (Charterers), bunların gemisahibine ve üçüncü kişilere karşı hukuki sorumlulukları için teminat sağlamaktadır.